Türkiye ve Çin, madencilik ve doğal kaynaklar alanındaki iş birliğini geliştirmek amacıyla yeni bir mutabakat zaptına imza attı. İki ülke arasında imzalanan “Doğal Kaynaklar ve Madencilik Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” sektörde ortak projelerin önünü açarken, kritik mineraller alanındaki iş birliği fırsatlarını artırmayı hedefliyor.
Kritik Minerallerde Türkiye’nin Stratejik Rolü Artıyor
Dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementleri rezervine sahip olan Türkiye, enerji dönüşümü ve yüksek teknolojilerde ihtiyaç duyulan kritik mineraller konusunda yeni bir hamle yaptı. Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çin Doğal Kaynaklar Bakanı Wang Guanghua ile anlaşmayı imzalayarak, madencilik sektöründe iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesini sağladı.
Bu anlaşma, Türkiye, Çin ve üçüncü ülkeler arasında madencilik teknolojilerinde iş birliğini ve dijitalleşme süreçlerini teşvik etmeyi amaçlıyor. Ayrıca her iki ülke de, bu iş birliğinin temiz enerji teknolojilerinde gerekli kritik minerallerin tedarikini güçlendireceğini vurguluyor.
Türkiye, Kritik Mineraller İçin 570 Bin Tonluk Üretim Kapasitesine Sahip
Bakan Bayraktar, Türkiye’nin 2022 yılında Eskişehir’de keşfettiği nadir toprak elementleri rezervinin detaylarına da değindi. 570 bin ton yıllık üretim kapasitesine sahip olacak bir sanayi tesisinin kurulmasını hedeflediklerini belirten Bayraktar, Afrika, Batı ve Orta Asya’daki ülkelerle de iş birliği yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Bayraktar ayrıca Türkiye’nin milli maden şirketi Eti Maden’in Çinli şirketlerle müzakerelerde bulunduğunu ve artık karar aşamasına gelindiğini vurguladı: “Bu alanda hızlı adımlar atmamız gerekiyor. Türkiye ve Çin’in ortak hareket etme potansiyeli büyük.”
Mayıs Ayından Bu Yana Çin ile İmzalanan İkinci İş Birliği
Bu mutabakat zaptı, Türkiye’nin Çin ile son 5 ayda imzaladığı ikinci önemli anlaşma oldu. Bakan Bayraktar, Mayıs ayında enerji dönüşümü alanında iş birliği sağlamak amacıyla Çin’e gerçekleştirdiği ziyarette “Enerji Dönüşümü Alanında İş Birliği Mutabakat Zaptı”nı imzalamıştı.
Sosyal medya hesabından da açıklama yapan Bayraktar, “Küresel madencilik sektörünün kritik bir dönemden geçtiği günümüzde Çin ve Türkiye arasında madencilik alanında geliştirilecek ortak projeler büyük bir potansiyele sahip. İmzaladığımız anlaşma ile madenciliğin her alanında iş birliğimizi ilerletmeyi, özellikle kritik mineraller konusunda Türkiye’de birlikte çalışmayı hedefliyoruz. Anlaşmanın iki ülke için de hayırlı olmasını ve en kısa sürede somut projelere dönüşmesini temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Türkiye, Yeni Ortaklıklara İmza Atarken Çin ve Batı Arasında Dengeyi Koruyor
Türkiye, geçtiğimiz ay ABD ve Avrupa Birliği liderliğinde kurulan Mineral Güvenliği Ortaklığı (MSP) forumuna katılarak Batı ülkeleriyle de kritik hammaddeler konusunda iş birliği sinyali vermişti. Ancak Türkiye, kritik mineralleri kendi topraklarında işleyerek katma değer yaratma stratejisi izliyor.
Çin’in dünya nadir toprak elementi ticaretinde %70’ten fazla paya sahip olması, Türkiye açısından dengeli bir strateji geliştirilmesini gerektiriyor. Bu nedenle Türkiye, hem Çin ile iş birliği yaparak üretim kapasitesini artırmak hem de Batı ile ortak projeler geliştirerek kritik minerallerde güçlü bir tedarik zinciri oluşturmak istiyor.
Madencilik ve enerji sektöründe kritik bir döneme girilirken, Türkiye’nin hem Çin hem Batı ile iş birliğine açık bir strateji izlemesi dikkat çekiyor. Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için 2040’a kadar temiz enerji teknolojilerine yönelik talebin dört kat artacağını aktaran Bayraktar, “Kritik minerallerin hem ulusal güvenlik hem de ekonomik büyüme için gerekli olduğuna işaret ederek Uluslararası Enerji Ajansı‘na göre, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için 2040 yılına kadar temiz enerji teknolojileri için gerekli kritik minerallere olan talep 4 kat artacak.” ifadelerini kullandı.
Yeni mutabakat zaptı ile birlikte Türkiye, hem kritik minerallerde küresel bir oyuncu olmayı hem de dijitalleşme ve madencilik teknolojilerinde gelişim kaydetmeyi hedefliyor.